Etiketler

1 Mart 2012 Perşembe

Yolculuk: İstanbul-Paris-Cuba


Air-France'la gidiyoruz Cuba'ya... Air-France KLM ve JAL'la ortak yapıyormuş bu uçuşu... Eee devir ekonomi devri. :p Daha önce Air-France'la uçmuş ve memnun kalmıştım o yüzden havayolu şirketi tercihini beğendiğimden Pronto'ile gitme kararı verdik. ETS İspanyol havayoluyla gidiyor. Daha önce memnun kalmadığımdan tercih etmedim. Etmedim ama Air-France'da artık kara listemde !!!

Yolculuğumuz önce 3saat 15 dk süren İstanbul-Paris uçuşuyla başladı... A321'le uçtuk. Fransızlar Paris-İstanbul hattını Taksim-sirkeci hattı gibi görüyor sanırsam. Servis kötü, yastık yok, battaniye yok... Filmi-milmi geçtim nerden nereye gittiğinizi göstermek için bile ekran yok !!! Hostese sebep dedim, kısa uçuş o yüzden dedi !!! Neresi kısa leeeeyn 3 saat 15 dkkaaa !!! Yaptıysamda hostes tınmadı !!! Nasıl eski bi uçak, yemekler nasıl dandik !!! Seneler önce ben Paris-İstanbul'a sanki başka bir havayoluyla uçmuşum !!!

Amma velakin şaraplar nefiiiis... ;)

Paris'e inince bu sefer terminal yolculuğumuz başlıyor... Charles de Gaulle hatırladığımdan da büyük !!! Git allah git... Ama nefis bir mimarisi vardır... Vakit olsa bırak beni saatlerce mimari keyif yaşarım ! Ha tabi bide free shoplar için para olursa deymeyin keyfimeeee... :pppppp

Terminalimize vardığımızda aprondaki uçaklardan hangisi bizim ki acaba telaşına giriyorum... Ama ondan önce sigara içme telaşınaaaa !!! Nasıl olsa Fransa vizem var vakit varsa ülkeye girer çıkarım bi sigara tüttürürüm mantığındayım... Ama vakit olmadığı çıktı ortaya... O terminalden bu terminale git derken hooop vakit geçti !!!

Sigara içme odalarınıda kaldırmışlar !!! Alçak Fransızlaaaaaaaaaaar !!! Napıcam beeeeen??? Ben bi bağımlıyııııım moduna geçiyodum kiiiii, tuvaletlerin yanındaki merdivenlerden sigara kokusu geldiğini fark ettim. Aslan Türklerim sen in aşşağıya, kameraları çevir ve yak cigara... Hihohooooyt !!! Bana orda gel bi deli cesaret... Hemen bende yaktım bi tane... Bi yandan içiyorum ama bi yandan da yakalanıcam korkusuyla üçbuçuk atıyorum !!! Fransa hükümetininden değil korkuuuum, anam derimi yüzer yakalandığımı duysa !!! :))))))

Korkudan bildiğiniz keş tiplemesinde yiyorum sigaramı... Sonra ooooh mutlu-böcük kapıma gidiyorum... Giderken nefis Portekiz şaraplarıyla göz göze geliyoruz... Calem marka en süperidir. Bekle bebeeem diyorum dönüşte alıcam seni ;) Dönüşte öyle bir eğlence yaşıyorum ki, şarabı bırak kendimi zor alıyorum... Anlaticiiiiiim :)))))))

Daha öncede Atlantik'te uçmuştum... Atlantik uçuşları economy olsa bile nefistir... Air-France Cuba-Fransa hattınada dolmuş muamelesi yapmaz herhalde diyorum !!!

Şöyle nefisinden her daim uçamayacağınız çift katlılardan birine denk gelmek oooof ki ne ooof keyif olurdu... Malesef olmadı... 9 saat süren Paris-Havana yolculuğumuza ev sahipliği yapan 777'mizin park komşusu olan çift katlıya ağzım sulana sulana baktım... :(

Air-France bu sefer cimrilik yapmadı... Girişte yastıkımız-patanyamız koltuğumuzda bizi bekliyordu !!! Efenim benim bi kleptomanlığım ve koleksiyonerliğim vardır; Uçak battaniyesi aşırırım ben !!! Mukadderaaaat !!! Sevgili Air-France'ı zarara sokmasada sokacak kadar aşırdım efem ! Cuba'ya indiğimizde benimki, anneminki, teyzeminki ve annemin arkadaşının battaniyesi çantamdaydı. Yetmedi sevgilim içinde kapıya doğru yürürken aşırdım !!!

Neeee para verdik borumuuuuu? Paris-İstanbul dolmuş seferi isteseydim Sabiha Gökçen'den kalkan ucuz uçaklara binerdim !!! Paris hattındaki muamelelerini telafi etmelerini sağladım ! :))))

Ayıplamayın, siz dulun, tüyü bitmemiş yetimin hakkını götürenleri ayıplayın !!!

Caminin köşesindeki çingene çiçekci ne kadar sevindi o battaniyelere biliyomusunuz? Kadın Air-France'ın battaniyesine sarılı çiçek satıyoooo !!! Sevap işledim beeeen hıh! :))))))))))

Yedik içtik, daha nefis şaraplarla düdük olduk !!! 2009 yılı nefiiiis şaraplar servis ettiler... Ettiler etmesinede Atlantiği geçiyoruz görmeden olmaz diyip hepimiz cam kenarı aldığımızdan hareket etmek için osssun, çiş etmek için ossun kalkmak çok eziyet oldu !!!

Yani inşallah maşallah bidaha Atlantik geçersem paraya kıyıp Business alıcam !!! Aaaa 9 saat boyunca yanındakinin uyanmasını bekle, yemeğini bekle, ayaklarını uzatama... :p :)))))

Her neyse efem, Bermuda şeytan üçgenlerinden mi geçmedik, bi sürü deniz, göl, dağmı aşmadık... Bi uyudum bi uyandım ekranda Bahamalar üzerinde olduğumuzu gördüm. Balayına gelemedim ama Cuba'ya giderken gördüm derim ehi ehiii yapıp şaraplanmaya devam ettim... az gittik uz gittik ve memlekette gece sabaha kavuşurken biz Cuba'da gün batmaya hazırlanırken inmeye başladık...

Uçak alçalırken Cuba bizi muhteşem bitki örtüsüyle karşıladı. Tropik bir adaya geldiğinizi uçak penceresinden bile hissettiren başka bambaşka bir yeşillik... Canlı, sizde olmayan palmiyeler... İnmeden kokunun çok ama çok farklı olduğunu hissettiğiniz, içinizi neşe, heyecan ve merakla dolduran muhteşemlik...

Havalimanına doğru ilerlemeye devam ederken yeşiliğe köhne çatılarda eklendi... Yeşil ve çatılar... Cuba'nın gözlerimdeki ilk anısı ne kadar köhne olurlarsa olsun muhteşemlik...

Uçağın penceresinden ben bu topraklara aşık oldum...

Uçağın kapısından atılan ilk adımda sıcak ve nem kokusu bizi sardı... 26 derecelik bir sıcak için bence haddinden fazla çalıştırılan klimaların serinliğinde pasaport işlemlerini beklerken Cuba'lılarla tanışıyoruz...

Sarı gömlek yeşil etek ve pantolon... Havalimanı görevlilerinin forması bu. Çikolata tenli hatunların, mini eteklerinin altında dantelli-file siyah çorapları ilginç geliyor... Sonradan fark ediyorum ki bu karanın kadınları dantelli-file çoraplara bayılıyorlar... Çikolata renkli olsam siyah çorap giymezdim ben ama bunlar tenlerini dahada koyulaştıran çorapları seviyorlar...

Oooo hepsinin poposu nasıl şahane... Cuba'ya ayak basalı 1 saat olmadan popo estetiği yaptırmalıyımı düşünmeye başlıyorum !!!

Girişi sıkı tutuyorlar... Fotoğrafımız çekiliyor, pasaportumuz inceleniyor, aldığımız vize kaydediliyor... Cuba'da bile pasaport bürokrasisi... Nedense daha basit bir geçiş hayal etmişim... :)

Pasaporttan x-ray cihazına geçiyoruz... El çantalarımız aranıyor... Valizlerimizi aramaları gerekmiyor mu aslında? Belkide onlarıda taramışlardır...

Tanrım harika bir ülke... Sigara içilmez yazısının altında bir adam sigara içiyor !!! :)))

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilk zamanları gibi havalimanı... 10 sene Kıbrıs'ta, adada yaşamış birisi için Cuba yabancılık çekeceği bir toprak değil... Sıcak memleket ve ada insanı dünyanın öbür ucunda bile aynı... ;) Bir nevi memleketteyim !!!

Valizlerimizi alıyor ve otobüsümüze biniyoruz... Turistler için kullanılan otobüsler Çin'den geliyormuş... Made in Çaynaa konforunda şehre doğru yola koyuluyoruz...

İnsanlar yolda... Her köşe başı kalabalık... Eski Amerikan arabaları, bisikletler, at arabaları, yeni arabalar... Kendi düzeni olan bir kaos... Renkler, yokluk, karmaşa... Gün batımının kızıllığı, uçakta içtiğimiz şarapların mahmurluğu, neşe ve heyecan...

Merhaba Cuba, Merhaba Fidel !
İstikamet eski Hilton yeni Havana Libre Oteli... !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder