Etiketler

1 Mart 2012 Perşembe

Anneyle Sakız ;)


Ne zamandır yazıcam bi türlü yazamıyorum... Bu akşam ha gayret dedim ve geçtim laptopun başına...

Anacıma bu sene bi Yunanistan sevdası geldi !!! Gitmedik yer bırakmadı Yunanistan'da !!! Bu yaz içinde tüm Yunan Adalarına gidiciiiiz haaa diye yaz başından emir buyurdu bana...

Sakıza gittik... Kuşadasına gidip Samos yapamadık diye bana çok homurdandı !!! Yuw gitmek istediğin günler bayrama denk geldi... Çeşme'den Kuşadasına yol yapıp kalacak yer bulamayabilirdik desemde bana küs gitti...

Şimdi Bodrum'da... Biraz evvel konuştum, yarın Kos'a gidiyormuş !!!

Ne dim, hatun çelebi anam var... Maşşallah süpanallah tü tüüüüü... ;)

Efenim, benden gezgeç anacımla Sakıza gideceğimiz sabah limanda dünyanın en mi en kıskanç karısıyla tanıştık !!!

Benim annem eski bankacıdır, insan ilişkileri gelişiktir. Müşteriyle iletişimin önemli olduğu yıllarda bankacılık yapmıştır, bi de gelmiş 60'na o yüzden çekinmeden-girgin girgin muhabbete dalar insanlarla...

Kocaman valizleriyle bir karı-koca dibimizde bitiverince annem, nasıl otel buldunuz-nerde kalacaksınız muhabbetine başladı...

Başladı ama bi tuhaflık var... kadın bize kıçını döndü adama ver yuroları dedi ve koştura koştura Freeshop'a gitti...

Adam yanımıza geldi... Önce özür diledi sonra annemin sorduğu sorulara cevap verdi ve sonra başladı hayat hikayesini anlatmaya !!!

Ben dişçiyim dedi. İstanbul'da Anadolu yakasında... Benim karım çok kıskançtır dedi. Çocuklar büyüdü evden üniversite için ayrıldılar ben bununla kaldım dedi... Ah dedi... Mesleğim gereği iletişim kurmam şart ancak karım yüzünden...

Hödöööö???
Annem, erdemli ve bilgin hayat tecrübeleri vermeye başladı adama!!!
Ben puaaa diye kopmamak için zor tutuyorum kendimi...
Adamın gitarını kadın, benden fazla onla ilgileniyosun diye parçalamışmış !!!
Bir ara kadın ilaç kullanıyomuş o zaman iyimiş, sonra kilo alıyorum diye bırakmış... Yine fıttırmışmış kadın...Adam boşicam wallahi bunu diyor...

Annem, çocuklarınız varmış, sevgi ve saygıyla halledemiceniz bişey olmaz diye anlatıyor...

Adam anneme ah ne güzel konuşuyorsunuz, bunları karıma anlatın nolur derken feribotun gelmekte olduğunu gördüm ve wc'ye gittim...

Wc'den bi çıktım annem bıraktığım yerde yok!
Ben aranıp taranırken, adamın karısının dönmüş olduğunu gördüm... Şimdi gidip annem ne tarafa gitti gördünüz mü sorulmaz oldum... Ben bunları düşünürken adam beni gördü, karısına çaktırmadan arkasını döndü ve annemin gittiği yönü işaret etti !!!

Oh haaa oldum! Yani kıskanç çok arkadaşım oldu. Çok kıskançlık hikayesi dinledim ama böylesini görmedim !!! :))))))))))))

Kıskanç karınızın/kocanızın kıymetini bilin diyorum. Ne manyaklar var bakın !!!

Neyse efem, bindik feribotumuza ve yola koyulduk. Annem sayesinde annem yaşlarında 2 hatunla tanıştık. Onlara Ertürk feribot biletiyle birlikte ada turuda satmış. Annem katılalım dedi... Peki dedim... Çünkü benim gez-geç anam benim gibi Tassos'a çöküp saatlerce ahtopot ve kalamar keyfi yapmaaaz !!!

İndik feribottan ve sahibi Sakızlı, eşi Efes'li Kanaris Tur'a gittik.
Salı-Perşembe-Cuma ve Cumartesi günleri adam başı 20 euro'ya yaptıkları Mesta ve Pirgi köyleri turuna katıldık.

Rehberimiz, şirketin sahibinin eşi çok tatlı Efes'li Işıl'dı. Işıl benimle yaşıttı. Efes'e tur düzenleyen kocasıyla aşklarının peşinden gitmişler...

Işıl tur otobüsümüz hareket eder etmez, ben rehber dilim diyor. Burada yaşıyorum ve eşime yardımcı oluyorum. Memleketlilerimi gezdiriyorum diyor...

İlk durağımız Pirgi oluyor... Nefis ortaçağ kale köyü... Pirgi'de evlerin cepheleri çok ilginç. Bir mimar olarak beni mest etti. Binaların dış cepheleri 'Ksista' denilen, sıvadan yapılma çeşitli geometrik desenlerle süslü...

Evler birbirlerine küçük kemerlerle çatılarından bağlanıyorlar. Ortaçağ'da düşman köye ulaşınca, halk çatılardan geçerek dışarı kaçarmış... Bildik kale formunu burda evler üstleniyor... Çok değişik bir mimarisi var... Mardin'in içe kapanık ortaçağ mimarisinin bir benzeri...

Adanın tarihinde Cenevizliler önemli bir yer tutuyor... Diğer Yunan adalarının alıştığımız-bildiğimiz tadının burda olmamasının nedeni Ceneviz mirası...

Taş çok önemli bir yer tutuyor Sakız mimarisinde... Daha önceki Sakız yazımda demiştim, içerilere girmek gerekiyor, mimariyi görmek-adayı tanımak için... Evet yanılmamışım...

Pirgi'de domates kurularına hayran kalıyoruz... Küçük domatesleri ipe dizip kurutuyorlarmış... Mikanos'ta kesip bir tepsiye yayıp kuruttuklarını görmüştüm... Burda farklı yapıyorlar...

Pirgiyi gezip bambaşka bir mimarisi olan Mesta'ya doğru yola koyuluyoruz... Ada'nın yolları güzel... Asfaltta hiç problem yok... Zaman zaman ah adaları kaybetmişiz diye hayıflanıyoruz ya, hayıflanmayalım... Yunanistan'ın şu an kasasında para kalmamış olsada adalarını ana karadan ayırmadan, yok hissettirmeden baka bilen bi ülke... 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde sadece 2 tane feribotumuz varken, Yunanistan adalara her gün uçak seferi düzenliyor, 2 günde bir de feribot !!! Gökçeadamız-Bozcaadamız üvey evlat gibi değil mi sizce?


Mesta labirentler ülkesi !!! Taş binaların arasındaki mesafeler sokakları ve avluları oluşturuyor... Köye giren kaybolmasın diye giriş-çıkış işaretleri binaların duvarlarını süslüyor!!!

Masallarda  ki gibi değil mi? Labirent sokaklar hem düşmandan koruyor hemde sıcaktan... Kliseyi gezdikten sonra yemek molası verdik. Her gün menüsü değişen şirin bir ev yapımı yamekler yapan tavernaya çöktük... Çok aç olmadığımızdan greek salad ve bira keyfi yaptık annemle...

Mestra çok keyifli bir yer... Otobüse giderken zeytin almak için uğradığım bakkal bana ev yapımı bir sakız likörü içirdi ki... Almadığıma öyle böyle değil pişmanım !!! Nasıl nefisti ooow!!!

Feribot 5'te kalktığından son durağımız olan Armolia köyüne ışık hızında uğradık... Seramik ve sakızla geçinen bu köyün seramik ustaları beni sanatlarıyla kendilerine hayran bıraktılar... Taşımak dert olmasa, eşe-dosta, isteyene-istemeyene neler neler alırdım... Kendime sadece bi tealight aldım... Ama aklım ürünlerde kaldı... Seneye çok çoook alıcam... İster sade ister boyalı olsun hepsi harikaydı...

Nefis bir gün geçirip döndük anneyle... Kanaris Tur bizimdir derim ben. Damatla tanışamasakta, bizimdir damat diyorum... 2-3 gün kalıp ortaçağ köylerinin tadını çıkarmak çok isterim... Seneye inşallah... Ehliyetimiz malesef kıçı kırık bu adada bi işe yaramıyo. Araba kiraladınız ve ufacık bi çiizk oldu arabada diyelim. İnternational bi ehliyet olmadığından sigorta şirketleri mırın kırın yapıyorlarmış... İnternational ehliyetim İstanbul'da kaldı... O yüzden bi kuş sıçmasından bile olay olur, 2 liralık tatil 10 liraya gelir diye macera yaşamak istemedim... Seneye gelmeden ehliyetimin süresini uzatıcam ve Sakıza gidip 4-5 gün kiraladığım arabayla keyif sürücem. İnternational ehliyeti Turing veriyor.Aklınızda bulunsun...

Anneyle gitmedik ama ben her tek gidişimde ibadet eder gibi keyif yaptığım Tassos'ta ki nefis keyif masamın fotığrafını koyarak yazımı sonlandırmak istiyorum... Nefis kiremitte fava, ahtapot, kalamar ve Mytos...
Tavsiyem olunur efem... ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder