Etiketler

2 Mart 2012 Cuma

Kıprıs

4 sene sonra 'evde' olmak !
Nasıl özlemişim...
Özlediğimi fark etmemişim... Uçak aprona değdiği anda içim nasıl kıpır oldu, nasıl telaşlandı yüreğim...

10 sene yaşadığınız bir yerin hücrelerinizden çıkıp gitmesi kolay olmuyor...

Her şeyini bildiğiniz bir yerde olmak nasıl keyif verici nasıl mutlu edici...

Kıbrıs daha doğrusu Girne benim için hep özel hep 'evim' olacak bir yer...

Kumar oynamaya gitmiyorsanız kış günü Kıbrıs size pek cazip gelmeyebilir... 
Ama orda yaşamış ve özlemiş birisiyseniz yazı-kışı fark etmiyor...

İki günlüğüne huzura-dinlenmeye kaçtım... Dome otel benim en sevdiğim oteldir. Girne'nin merkezindedir... Rumlardan kalma devletin işlettiği bir oteldir. Ben eskiliğini, sakinliğini, merkezde olmasını ve akdenizi kucaklamasını severim. Bir sürü güzel yeni otel yapıldı. Ancak hiç biri akdenizin dalgaları kulağınızda uyutmaz sizi... Ya da sahile koşan dalgaların köpükleriyle ıslatmaz sizi... Dome aşkı-sevdası başka bir şeydir... Müdavim müşterileri vardır... Benim gibi 'genç' müdavimleri pek yoktur... Ben otelin 'ruhunu' seviyorum. Millet için önemli olan aayyy bilmem nerede kaldık, şöyle lükstü, böyle bilmemneydiler benim için geçerli olmadığından Dome bana onunla tanıştığım 19 yaşımdan beri aynı huzuru-keyfi ve mutluluğu verir... 

Islanma riskini göze alıp,Dome'un eski sahilini döven dalgaları izlemek, açık havalarda gözüken Toroslar'a karşı akdenizin kokusunu içe çekmek bir klasiktir... 


Deniz havuzu dalgalarla nefis bir dantele dönüşür... 
Dome garsonundan, müdürüne tanınmayı, sevilmeyi size yaşattıran birazcık büyük bir 'butik' otel gibidir... :)

Kıbrıs 4 senede çok değişmiş... Bir zamanlar dutluktu buralar dediğim çok yer yapılaşmış... Çok katlı bina yapılmadığı için çok katlı bina çirkinliği olmasa da yine de 'çirkin' ve ya 'yakışmayan' bir sürü yapı tadımı kaçırdı da elden ne gelir... Memleket onların memleketi... :) 

Eskiden Türkiye'de olmayan tabak-çanak cennetiydi Kıbrıs... Artık eski mağazalar pek kalmamış... Alışık olduğum, bildiğim şeylerin değişmesi-yok olması biraz hüzünlendirdi beni açıkçası... Yani almasam da mavi desenli İngiliz porseleni dolu mağazaları görmek isterdim ! ;)

İçki mağazaları açılmış... En dandik bakkalda bile en kral içkilerin satıldığı bir yerde içki mağazaları bana pek anlamsız geldi... Satılmasa bakkalda-markette tamam da...  Bu arada fiyatlara şoke oldum!!! Kıbrıs'ta alkollü içeceklerin fiyatı hep uygundu ama 4 senedir gitmeyince unutmuşum... Bide bizde ki son zamlardan sonra... :))) Doğum günümde 64 lira olduğu için Martini marka köpüren şarap alamamıştım... İki adet kadehiyle birlikte marketteki fiyatı 25.15 Tl oluncaaaa... 

Gönül isterdi ki hepsinde alayım... Pahalılıktan yakınan eşe-dosta getireyim... Ama olmadı... Atlayın uçağa gidin alın! :)



Kıbrıs'ın kışı ilginçtir... Sabah kavurucu bir güneşle size güne merhaba dedirtir... Arkasından ne olduğunu anlayamadan bir yağmur bastırır... Gök kap kara olur... Ne güzel gündü derken yine güneş açar... İki gün boyunca güneş ve yağmurla flört ettirdi bizi... 
Bellapais manastırı... Girne'de ki en nefis gotik eserdir... Belkide Kıbrıs'ı gotik sevdam yüzünden çok seviyorum... :) Günün birinde evlenirsem efem bu manastırda evlenicem... Çok ama çok romantiktir... E yani bu yaşa kadar velenmeyip günün birinde evlilik kararı verirsem boru değil nerde ve nasıl istiyosam öyle olacak !!! Adamın fikrini soran olmiciiiik, mukadderaaaat ! :))))))))))))))) Eee o da almaya karar vermeden önce düşünseymiş baneee ! ;)))

Kıprıs'ım yine aynı... Pahallı, ev kiraları siterlin üzerinden... 

Yaz-kış pembe domatesler Kıbrıs'ın olmazsa olmazları... Bunlar yine kırmızı sayılır... Az yeşil domates yememişimdir... :)



Narenciye cennetidir Kıbrıs! Kıbrıs'ın portakalı-limonu nasıl nefistir... Mandalinasının kokusu bambaşkadır! Ancak ben ince kabuklu ve çekirdeksiz mandalina sevdiğimden bu güzelliklere hep burun bükmüşümdür... Ama bu sefer hasretime yenik düşüp, kalın kabuklu da olsa, çekirdekli de olsa yedim efem... 

Kolakas ve Molehiya ! Çoğu kişi sevmez ama ben severim... Kolakas patatese benzer... Molehiya ise ıspanakımsı bir ottur. Ve onu tavukla pişirmeyi severler... 


Satın alabileceğiniz en güzel paketlenmiş süzme yoğurt! Otele valizi attım, gittim aldım ve koca kabı mideye indirdim! Nasıl özlemişim!!! Hayatta koca bi kase yoğurt yiyemeyen ben yedim bitirdim yaladım yuttum sıyırdım :))




Kıbrıs'ın her zamanı ayrı güzeldir... Trafik tersten... Kendinize güveniyorsanız araba kiralayıp gezin... Kıbrısçayla kulaklarınıza bayram ettirin... Halis muhlis Kıprıs yemeklerini yiyin... Ucundan acık keyif için kumar oynayın, köylere gidin, beşparmaklara tırmanın...  Herkesin Kıbrıs'ı kendisine güzel... Turla gidip otelden ve alışveriş merkezlerinden çıkmazsanız sevemezsiniz Kıbrıs'ı... Kıbrıs'ın keşfedilmesi gerekir sevilmesi için...

İki güncükte olsa iyi geldi... Özlemim daha bi katmerlendi... 4 senedir niye gitmiyorum diye hayıflandım durdum! Mezun olup geldiğimden beri her 19 Mayısta Kıbrıs'a gidiyordum... Hem deniz-güneş hem özlem gidermece... 

Yeniden eski habitimi devreye sokmaya karar verdim...
Tekrar gider yaşarmıyım sorusuna cevabım hayır... Ama ölene kadar yılda en az bir defa 1 hafta Kıbrıs'a yeeees ! ;)

Be eşşek tebsin gendiniziiiiii ! ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder