Etiketler

1 Mart 2012 Perşembe

St. Petersburg Fotoromanı

Görülecek, gezilecek bir sürü yer var... Bütün gezi boyunca yağmura yakalanmadan gezdik gezdik, Petersburg'da kaldığımız 2 gün boyunca yağmurdan sersem olduk.

Bi abdal ıslatan yağıyor tam geçti diyorsunuz hızlanıyor... Gezmek, görmek, fotoğraflamak o yüzden biraz eziyetli oldu...

Küçük bir otobüs turuyla şehri gezmeye başladık ilk durağımız Smolny Manastırı oldu. Barok'un güzel örneklerinden biri.



 Bir sonraki durağımız Alexandr Kan Kilisesi oluyor. Soğan kubbelerinin süslemeleri harika... Grupla gezilmiyor olsa içine girmek gezmek çok isterdim ancak olmadı. Bir daha ki gidişimde inşşallah maşallah...

Bir türlü kadraja sığdıramadığım Hermitage efendim !!!






Fotoğrafı konucak o kadar çok yer var ki... Malesef hepsini koymama imkan yok. O yüzden tadımlık bi çalışma yapmaya karar verdim... Sorry efem...

Alexandr Nevski Manastırı, Nevski Prospekt Caddesi, Kont Strogonof Sarayı, Saray Meydanı, Kışlık Saray, St. Isaac Katedrali, Aniçkov Sarayı ve Köprüsü, Alexandrovskaya Sütunu muhakkak görülmesi gerekenler...

Ve bir nehir şehrinde muhakkak yapılması gereken başka bir şeyde nehir turuyla şehri su üstünden seyretmek.

Görmüş olduğunuz tekneciklerle Neva'da tur yapıyorsunuz... Günümüzde kanalalr turistik tekneler için kullanılıyor. Halk kullanmıyor nehri... Unutulmuş bir alışkanlıkmış efem...

 Teknede şampanya ve votkayla karşılanıyorsunuz... Verdiğimiz ücrete bence adam başı 1 şişe şampanya düşmeliydi ya...
Havyarcıklı ekmekler... Fotoğraf çekmeden bir tanesi mideme indirildiğinden tasarımı bozulmuş bir tabak! ;))) Siyah havyarda hile-hurda çok oluyormuş... Kırmızıda kandırıkçılık pek yapamıyorlarmış o yüzden kırmızının tüketimi daha fazla...

Rengarenk binalarla, Orta Avrupa keyfi yaşıyorsunuz Petersburg'ta... Halkından çok şehrine yatırım yapmışta olsa Çar, bize yaşattığı güzellikler için elimizde votka kadehleri olsa da, 3 kulu bi elham gönderiyoruz kendisine... ;) 

Köprüler nedense çok alçak. Yağmura rağmen foto çekicez diye yukarda konuçlanan bizler her köprüde teknenin zeminine yapışmak zorunda kaldık!!!







Eyfel amcanın tek şaheseri Paris'te değil... Eyfel'İn elinden çıkma nefis bir çelik köprü...




Sonunda Halis muhlis Rus!!! Her yerde son model arabalar... İşte ya işte bu!!! Benim Rusyam !!! ;)





Rusya'ya gelipte bir bale izlemeden dönülmeeez!!! Hıncal Uluç'u çatlatmak için Bolşoy'u izlemek gerekir di yaaa... Bolşoy restorasyon dolayısıyla kapalıydı ve sezon değildi... 
Rusya'nın kültür başkenti olan St. Petersburg Rus balesinin doğduğu yermiş efem... Bale sanatında Petersburg ekolü denen bir şey varmış... Görmeden olmaz dedik ve ünlü Marinski Tiyatrosunda Kuğu Gölünü izlemeye gittik.

Bu arada Kuğu Gölünü severim amma artık ööög geldi. Prag'ta opera izleyelim dedik şansımıza Kuğu gölü varmış onu izledik, Buda-Peşte'de yine opera izleyelim dedik olmadı, Kuğu Gölünü izledik... Ukalalık olarak adledmezseniz şayet Orta Avrupa'da izlemediğim Kuğu Gölü kalmadı !!! Bolşoyla jübile yapmak niyetindeyim sonra ne Kuğu ne göl almim, hatta Ankara'da ki çok sevdiğim Kuğulu Parkı bilem !!! :pppp :))))) 

Rehberimizin kazığını yiyerekten gittik efem... Sonra bizde onu kazıkladık merak etmeyiniz... ;)

Marinski Tiyatrosunun maketi efem... 3. balkon sağ taraftaydı yerimiz !!!
Perdenin güzelliği... Malesef bizde olmayan ve olmayacak bambaşka bir kültür! Böyle ecnebi ellerde deneyimleyip duracağız!

Baktım herkescikler fotoğraf çekiyo, dedim kelmiyim yooo rapunselim... :))))




 Çarcık locası...

 Veeee siyah kuğu...




Kuğu gölü izlemekten ööög geldi diyorum ammaaa her şeyiyle nefisti. İzlediğiniz yer, izleyicilerin kültürü, sahnedeki performans... Bide salak rehberin gazabına uğramayıp önden izleseydik deyme keyfe... Tavsiyem olunur...
Elbet şahane şehir bu kadarcık değil... Ancak hepsini koymak analatmak naaa mümkün... Şincik Çar'ın bahçelerine ve Hermitage'a geçeceğiz... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder