Etiketler

1 Mart 2012 Perşembe

Samsun...

''Samsun, Küçük-Asya olarak bilinen, Anadolu Yarımadasının kuzeyinde Orta Karadeniz Bölgesinde, Kızılırmak ile Yeşilırmak'ın denize döküldüğü yerler arasındaki yörede Mert Irmağı ağzına kurulmuştur.

Samsun'un tarih öncesi çağlarda ne zaman ve nasıl kurulduğu hakkında kesin bilgiler yoktur. Kentin güzeyindeki "Dündar Tepe" höyüğünde yapılan arkeolojik araştırma ve incelemeler Kalkolotik ve Bakır Çağlarına ait bir uygarlığın yaşadığını ortaya koymuştur.

12. YY sonlarında Anadolu Selçuklu Devletinin eline geçmiştir. 1413'de Osmanlı yönetimine katılmış, 1427 yılında da Canik adıyla ilk kez haritaya geçmiştir. Samsun ve yöresinde tütün ekiminin yaygınlaşması ve buharlı gemilerin Karadeniz'de işlemesiyle 19.yy'da Samsun Karadenizde küçük bir iskele durumundan kurtulmuştur.

1869 yılında büyük bir yangın geçiren Samsun'un hemen hemen tamamı yanarak kül oldu. Fakat zengin bir ticaret merkezi ve şehri olduğunda kısa bir zamanda kalkındı. Fransa'dan getirilen bir mimarın planına göre şehirde birbirini dik olarak kesen dar sokaklar ve caddeler boyunca evler yapıldı.

1. Dünya Savaşından sonra parçalanan ve düşmanlar tarafından istila edilen vatanımızı kurtarmak için harekete geçen Mustafa Kemal Paşa, ordu müfettişi sıfatıyla Bandırma Vapurunda, yağmurlu ve fırtınalı bir havada Karadeniz de üç gün çalkalandıktan sonra 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basarak Milli Mücadelenin ilk adımını attı. Söz konusu tarih, Gazi Mustafa Paşa tarafından "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak ilan edilmiştir. İlan edildiği 1936 yılından beri her yıl "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaktadır.''

Kısaca Samsun'un tarihi budur... Karadeniz'in klasik rum halkının izleri bir zamanlar Samsun'da da görülmekteydi... Nefis bahçe içinde taş binalar-köşkler... Mübadele ile karşılıklı göç yaşayan şehirlerdendir Samsun. Eskiden çok güzel olan kent malesef zamanla apartmanlaşmanın kurbanı olmuş, şehrin mimari kimliği bozulmuştur. 

İnşaatçı ailem de zamanında sahiplerinin yıkıp yerine 'lüküs hayat' vaad eden apartmanlara kavuşmalarına yardımcı olmuşlardır... 

Samsun liman şehri olduğu için diğer Karadeniz illerine göre daha çabuk kalkınmıştır... Çok ilginçtir sanat dünyamızın bir sürü ismi Samsun ve çevresindendir. 
Behiç Ak, Bedir Koroman, Nebahat Çehre, Fikret Otyam...
Çoğu çıktıkları şehre bir daha dönmemişlerdir... Ara ara dönüp bir takım çalışmalar yapsalardı Samsun kültür ve sanat alanında İstanbul'dan sonra rahatlıkla 2. sıraya yerleşebilirdi !!! 

Benim çocukluğumun geçtiği Samsun'la şimdiki Samsun arasında dağlar kadar fark var...

Yerliler zaman içerisinde Samsun'u terk etmeye başlayınca ilçelerinden göç almaya başladı şehir. 

O kadar fazla sıkma başlı etekleri yerleri süpüren insan var ki, zaman zaman doğup büyüdüğüm yerin Samsun olduğunu söylemeye utanıyorum! 

Samsun, milli mücadelenin start verildiği şehirdir. Bununla çok övünmekte. Son yıllarda Büyük Şehir Belediyesi 'Atatürk'ün şehrine hoşgeldiniz' sloganıyla bir sürü kentsel tasarım çalışması başlattı... 

Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı eski iskele bölgesi elden geçirildi, Terme yolu üzerinde Atatürk'ün Selanik'te ki evinin bir kopyesi yapıldı, hatta Bandırma vapurunun bile... 

Şehir 'Atatürk'e' sahip çıkıyor... Çıkıyor ama, devrimler ve çağdaşlık pek Atatürk'ün inkılaplarına uygun gelmiyor bana...

İlginç bir tablo çiziyorlar... 

Son dönemde şehir benim çocukluğumda 'yazlık evlerin' bulunduğu bölgelere doğru kaymaya başladı... İnşaatçı bir aile olunca imar evde konuşulan sıradan bir konuydu. Daha ilkokuldayken gelecekte, imar planının yazlık evimizin bulunduğu bölge hakkındaki durumunu biliyordum. Zamanla bu bölge üniversiteye doğru gelişecekti ama inanın böyle bir yapılaşma hayal etmiyordum. Okudum mimar oldum yinede böylesine bir yapılaşma, şehircilik...

Büyükşehir iyi çalışıyor... Bir sürü plaj, etkinlik alanı hatta hafif raylı metro sistemi bile yapmışlar... Şehir sahil aksında sağa ve sola doğru genişliyor... 

Yeni bir Samsun oluşuyor... Bir yandan yapılanlar güzel öbür yandan düşündürücü... 

Değişmiş Samsun fotoromanım bir sonraki yazıda... Gidip görülecek, fotoğraf çekilecek çook yer vardı da, 4 günde arabasız görebildiklerimle yetineceksiniz... Bir daha ki gidişimi bahara denk getirip araba kiralayıp gezmek istiyorum...

Orada yaşamasanız da, hayatınızın bir bölümü geçmiş bir yeri takip etmeden duramıyorsunuz... Eeee bide meslek icabı... 7 sene kentsel tasarım yapınca, ister istemez incelemek, görmek, vıdı vıdı yapmak istiyorsunuz... ;) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder