Etiketler

14 Kasım 2012 Çarşamba

10 Kasım Ankara 2. Bölüm

Yağmurlu bir 10 Kasım sabahına uyandık... 
Eskiden 6.cadde şimdilerde 54. cadde olmuş güzergah üzerinde konakladığımız yerden çıkıp bebekliğimin geçtiği eve doğru yürüdük...
Bahçelievlerin 3 katlı bahçe içindeki tipik evlerinden biri olan bebeklik evim yıkılmış... Yepiz yeni bir apartuman olmuş... 
Açıkcası pek üzülmedim çünkü çocukluk anılarımda Emek'teki  ve Yıldız Bloklarındaki evler var... :) 
Kaldırımlara dökülmüş yapraklara basarak yağmur altında yaptığımız yürüyüş 09.05'teki siren sesleriyle duruyor... İnsanlar, arabalar herşey durmuş durumda... 
Şemsiyeye vuran yağmur tanelerinden başka ses yok...
Yağmurun sesi, ayağımın altındaki yapraklar, Ankara'da olmak huzur ve mutluluk veriyor...

Resmi tören bittikten sonra halk Anıtkabir'e girebilecekti... Bahçelievlere yakın olduğu  için saygı duruşundan sonra  yavaş yavaş yürümeye başladık... Tandoğan Meydanında buluşup yürüyen gruptan münferit gelenler çoktan kalabalığı oluşturmaya başlamışlardı...  İçeriye girmek için oluşturulan sıra  harikaydı! Tek harika olmayan şey şemsiyelerden kaçınmak için yapmak zorunda olduğumuz akrobasiydi! 

Biz içeriye girerken çıkan askerler... 






İçeriye giren ilk gruptan olunca bir süre askerleri beklemek zorunda kaldık... Askerlerin düzeninde içeriye giriş sağlayamadık... Bizim görüntülerimiz böyle düzenli ve güzel olamadı... 







Ve kuyruğa giriyoruz...





Merdivenlerden düşmeden içerdeyiz... Kalabalık öyle coşkulu ki, düzen mümkün değil! Toplu halde hissedilenleri yazarak anlatmanın imkanı yok... Orda olunup deneyimlenmesi gerekiyordu... İyiki gelmişim ama rahat hareket edemediğim kalabalıklarda  yavru panik atak belirtileri gösteriyorum... Bir an önce dışarıya çıkmak için düzensiz kalabalıkta düzeni bozup öne geçiyorum... 

Basın için ayrılmış bölüme bir bacağımı atıyorum ve sizinde görmüş olduğunuz gibi şaşkın bakışlarla fotoğraf çekiyorum... :) 



Biz çıkarken içeriye büyük Türk bayrağı taşıyan grup giriyordu... 




Tek yürek olup, Ata'ya sahip çıkmak harikaydı ancak, Türk milleti olarak düzensizliğimiz ve dışarda atılan sloganların içerdede atılması bence saygısızlıktı... İçeriye girince sessizce mozolenin önünden geçmek yerine sıkıntılı anlar yaşamayı tercih ettik... 

Çok güzel süslenmişti Anıtkabir...





Dışarı çıktığımızda bizi karşılan manzara... Uyanık insanlarım çıkış ve iniş yönünden içeriye girmeye çalışınca bir süre sıkıştık! Milletimin coşkununu,tutkusunu anlıyorum ama düzensizliğini ve saygısızlığını... Farkında olmadan kendisiyle birlikte bir sürü kişiyi tehlikeye atan davranışlarımız olmasa... 

Ton ton 2 amca bu su birikintisine, engellemek için yapmışlar dedi :))) Üstünden sanki hendekten atlıyorlarmış gibi oyun yaparak geçmeleri çok hoştu! Espirikli insanlara bayılıyorum :) 

Kalabalıktan müzeyi yeniden gezmeye fırsat bulamadık... Aslanlı yolda yürümeyi çok severdim... Ancak başka bir zamana bırakma kararı aldık... Babamın yıllar önce beni fotoğrafladığı noktalarda aynı pozları verme planım bir başka zamana kaldı... :)








Sonbaharın güzellikleri ardında kalan Anıtkabir'e veda edip günün 2. bölümüne geçiyoruz... 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder