Etiketler

19 Eylül 2014 Cuma

Hadeee hadeee Bulgarya'yaaa...

Gezgin bu durur mu durmadı! 
Haftasonu için Bulgaristan'a gidecek eşinin-dostunun peşine olay çıkararark takıldı!!!
Hep gidiyosun beni götürmüyosun yeaaaa... diye rakı masasında yapılmayacak mızımalar sonucu geçen hafta Cuma günü kendimi Bulgarya yollarında buldum efendim. 
(Eee ağlamayana meme yok ;) ) 

Şincik efendim, o kadar gezerim, pasaportum komşu Yunanistan'ın damgalarıyla doludur ancak Bulgaristan'a bir defa ucundan acık 2 saatlik uğrama dışında hiiiç gitmedim niye mi?

Benim baba tarafım Petriç'lidir. 1.Dünya savaşına kadar Yunanistan'ın Serez kasabasına bağlı yeşil-sulak bir yerken Bulgarlar bi gün geliyolar ve Petriç'i ele geçiriyolar... Dedem ve ailesi baya bi işkenceye maruz kalıyor. Hatta suçları-günahları yokken  dedemle abisini zindanlara filan atıyolar... Dedem çıkma fırsatını bulduğu ilk anda atlıyor Serez'den trene İstanbul'a geliyor. Benim ailem mübadil değildir ancak hikayesi mübadil hikayesi gibidir... Babamlara yaşadığı acılardan hiç bahsetmeyip arada 'Bulgarlar çook işkence ettiler' dermiş... Birinci Bulgarya'dan uzak durma nedenim bu, ikincisi ben tayni bi veletken babam arabasına atladığı gibi avrupa turuna çıkmıştı... Dönüşte Bulgar gümrüğünde yaşadıklarını anlatırken ilkokul 3 talebesi ben hayatımda ilk defa ırkçı oldum! Siz benim babama nasssı eziyet edersiniz leeeem? :) 

Sebebi hikmetlerim nedeniyle sadece bir defa arabayla Yunanistan turuna çıktığımızda amcamla ata topraklarımızı görelim diyip 2 saatliğine sınırın hemen dibindeki Petriç'e geçmiş ve gümrükte yaşadığımız eğlencelerden sonra, eve bi Bulgar alıp sabah akşam işkence yapma hayalleri kurarak ülkeyi terk etmiştim :) 

Bir Cuma günü İstanbul'u terk eylemenin işkencesinde ara-arka yollardan Kapı Kule Gümrüğüne vardığımızda hep filmlerden gördüğüm gümrük beni pek bi heyecana sevk eti. Bu güne kadar hep İpsala'dan çıkmıştım... İlk defa milli oluyodum, bu heyecana böbreklerim dayanamadı ve... Anaaaa o neee?! Gümrüğün tuvaleti paralı! 1 liranız yoksa avro olur diye adam köşeyi dönüyor! Dünyanın her yerinde otobüs-tren istasyonlarında wc ücretlidir eyvallah da bu kadar gümrük kapısı gezmiş ben ilk defa paralı wc gördüm! FreeShop'dan daha fazla para kazanıyo adam! Ülkemi terk edip Bulgar topraklarına geçerken, dönüşte gümrük wccisi olim paraya para demim leeeyn kararıyla gün batımına doğru, arabada benden başka kimse sigara içmediğinden ağzına kürdan almış Red-Kid'in dişi versiyonu olarak yola koyuldum efem...

Anaaaa bu ne trafik!!!
Millet haftasonları ülkeyi terk ediyormuş da haberimiz olmuyormuuuuş !!!
Sıra fecahat!
Sıra dinlemeyen Romenler daha bi fecahat! Az kalsın öküzlük edip sıramızı kapan Romen'i dövecektik efem...
Panik yok...
Kapı Kule'den Bulgaristan'a geçince sıranı kapmaya çalışanlara dayılanmak-ayılanmak bu yolun raconuymuş... Ben hanım evladıyım diyosan sakin kapılara canım! Burda ya arabanın tamponu sağlam olacak, ya dayılanma kabiliyetin ya da sinirlerin!
Ulaaan o Romeni dövemedik ya! Nasssı içimde kaldı! :)

2 saat sürer bu sıra derken 1 saatte komşudan geçtik... Bu arada komşudan geçerken arabanızla dezenfektanlı sudan geçiyosunuz... Yunanlı bu sudan para almıyo ama benim çingen memleketlilerim (e Petriçten dolayı memleketlilerim oluyo, bi de Bulgar toprağındayım artık buralı olmak ayrı bi hava-endam katıyo :p) 6 leva alıyolar! 
Onu ödüyosun, iyi dezenfekte etseydiniz, vebaya basmıştım gelmeden önce ehi ehi derken hooop otoban pulu parası diyo sana! 

Eyvallah abi otobanlarını kullanıyoruz diye alsın parasınıda otobanı yokki Bulgarların!!!
Avrupa'ya bağlanan yol nasssı biliyonus muuu? Bizim köy yollarının biraz daha genişçesi... Ama allah için asfaltda yama yok! 
Aaaaa oluyorum bunlara duble yol yapan olmamış yazıııık! Göndersek mi bizden buraya? :p

Efenim güzel gün batımı geceye dönüyor ve Bulgaristan'ın 2. büyük şehri bizim Filibe onların Plovdiv dedikleri çok güzel korunmuş, bi mimar olarak 2 güncük kalıp adam akıllı mimari keyif gezmeleri yapmak iteyeceğim şehre 22.30 sularında varıyoruz...

Meriç'in kıyısında, tarihi dokusu korunmuş, bir kentsel tasarımcı olarak ulan Bulgarlar bile kentliliği çözmüş biz niye laaayn biz niye sinir krizlerine girdiğiniz güzel bir kent.

Şincik ekip sadece gezmeyi değil yemeği ve içmeyide seven olunca valizleri attığımız gibi kendimizi yemekleri nefis bi restorana gömüyoruz.

Sizi bilmem ben etçililimdir ve domuz çok severim.
Anaaam anaaam, Bulgarlar bu işi biliyor anacııım... Domuzcuktan bi beni yapmamışlar... Bi süre daha kalsam benden de bişi yaparlardı eminim!

Ekmekler güzel, etler güzel veeee şarapları nasssıııı güzel!!!!
Şarap mönüsünü görünce Bulgarlara olan kıskançlığım kent boyutundan çıkıp başka bi boyuta geçti!!!

Efenim Bulgarya'da kumar serbest!
Biz de eğlenmeye geldik modunda olunca kaldığımız 2 akşam boyunca kumarhaneye takıldık...
Benim en son kumarhane deneyimim ayıptır söylemesi Monaco'da olmuştu... Seneeee 2008! Tabi kumar işini en lüküs yerde bırakınca bizimkiler hadi kumarhaneye diyince ama giysi yok gibi saf salak bi tepki verince çok güldü bizimkiler bana!

Olm en son Prens Albertle kumar oynamış kadınım yeaaa elbet kılık-kıyafet sormam normaleee... :p ;))

Bulgarların milli kıyafeti atlet ve eşofman!
Kumarhane kumarhane değil eşofman modası sergileme salonu!
Eğlencesine oynadık-kaybettik, bol bol bedava iğrenç viskiler içtik ve ben her seferinde bu Jack Daniel's değil diye arıza çıkardım! Onca ev yapımı Bulgar şarabı üstüne viski içince tadını anlayan tadım uzmanıyım mubarek ben!!! 

Efendim, şansımıza Balkanlar güzel bi hava yaptı... Otelimizden çıkıp Meriç üstündeki köprülerden 'köprüden gelin geçiyooor' türküsünü çığıra çığıra geçip eski kente vardık. Anaaam o ne? Bugüne kadar ki tüm uygarlıkların izleri kanlı canlı duruyor!

Meydanda Romalılardan kalma antik kent kalıntısı, tepeyi tırmanınca Osmanlı'dan kalma Safranbolu evlerinin Balkan versiyonları, Yunanlılardan kalma tiyatro... 

Yani çok çook görülesi şeyler değiller ama bi mimarı sıkılmadan oyalayacak bi kent Plovdiv.

Bu arada taksi fiyatları alengirli... Unutmadan hemen yazayım. Her durağın ayrı fiyatı var. Otele 2 akşamda aynı fiyattan bi türlü dönemedik. Bi ucuz bi pahallı... 

Bulgaristan'a gelip Çingen mahallelerini görmeden olmaaaaz!
Arabadan inmeden şöyle bir tur attık veeee...
Nasıl anlatılır bilmiyorum... Başlı başına bir yazı konusu... Felsefe ilmi-bilimi...

Bir tarafta beyaz bir limuzin diğer tarafta serbestçe dolanan atlar... Sokakta kumar oynayanlar, birikmiş çöpler, esmer tenine meç yaptırmış kadınlar, dünya güzeli çocuklar... Rengarenk, bizlere göre marjinal gelen ama belki de normal olan onlarınki olan bir hayat! 

Bulgaristan yemekleriyle-içkileriyle, bir yandan bizden kötü ama bir taraftan da bizden iyi halleriyle karışık duygular hissettiren, gümrük memuru ve taksicilerine sövdüğünüz, biraz suratsız ve çirkin bi ırk olarak bulduğunuz insanlarıyla güzel izler bırakan ve ben buraya bir daha gelirim lem dediğiniz bir yer...

Erik rakısı içmedim canlar...
Bulgar şarabı, Yunan restoranında uzo veeee kumarhanelerde viski olduğu söylenen sarı buzlu su içtim... :)

Ucuz bir ülke...
Benzin bakımından cennet... :)
Ah benzine o kadar paralar ödemesek ülkemiz de ya...
Neyse efem...

Dönüşü Yunan'dan Pazarkule'den yaptık. Çok şirin bi gümrük... Taynicik bişey... Tavuskuşları dolanıyo ortalıkta!!!

Vaktiniz bolsa, gezmeyi seviyorsanız gidin görün derim efem...

Sevdim Bulgaryayı... Bir dahakine daha uzun kalıp babamın babasının memleketi Petriç'e ve annemin dedesinin babasının memleketi Balçık'a ve baş kent görülmeden olmaz diyip Sofya'yı da kapsayan bi gezicik düşünüyorum... Ama bir tarafım dedeme ve Balkanlardaki Türklere edilenlerden az da olsa ırkçı olacak... Mukadderaaat! :)

Gezicik düşlüyorum da mahallemde otopark sorun! Otopark sorun olduğu sürece arabasızım, arabasız olduğum sürece eşin-dostun arabasına yancıyım... 
Gitmek isterseniz bi haber edin, pasaportumu aldığım gibi bitiveririm yanınızda :) 

Bulgarların baş lafıyla bitiriyorum yazımı efem; Hadeee hadeeeee...