Etiketler

3 Ekim 2013 Perşembe

Bodrum'dan Simi, Rodos

Bu yaz Bodrumlu olduk...
Sevgili annem bir arkadaşının devre mülkünü kiraladı... Farklı bir deneyim olur dedik oldu... Bir daha tövbe... Bir daha Bodrum veya başka bir sahil kentinde deneyim yaşamak istiyorsak otele gideceğiz! 

Akçabük tatil köyü Akyarlarda... Akyarları seviyorum... Bodrumun deli kalabalığından uzak sakin bir yer ancak, her yere uzak! bi tek Kos'a yakın! 

Bodrum'un Kos'a en yakın noktası Akyarlar... 
Bir kaç sene önce misafirliğe gidip beğendiğimiz Akçabük eski tadını kalitesini kaybetmiş... Binaları elden geçirmişler ancak merkezin genelinde bir bakımsızlık hakim... Gençlerden çok yaşlıların tercih ettiği bir yer olmuş artık. Akçabük devre mülkünde büyüyen çocuklar evli barklı ve çocuklu değillerse gelmiyorlar artık... 

Annem ve ben hareketli sosyal yaşama alışık olunca baya bi sıkıldık Akçabükte... Bodrum merkeze çok uzak olması, en yakın merkezin Turgutreis ve Akyarlar olması bizi baya bunalttı...

Gezgin ana kız olarak, Bodrum'un komşusu adaları keşfetmeden duramadık... Simi, Rodos ve Kos 15 günlük devremiz sırasında tarafımızdan ziyaret edildi...

Simi daha önce görmediğimiz bir ada olduğundan ve 3 senedir de Rodos'a gitmediğimiz için özlediğimizden Yeşil Marmaris Line'nın Simi-Rodos turuna katılalım dedik... 2 saat Simi'de kalıp sonra Rodos'a geçen şirket fiyat olarak, kalite olarak bize makul geldi ve onları seçtik.

Bodrum'da ki feribot firmalarının hepsinin limana servisi var. Sabah biraz karganın şey etmediği bir saat olsa da sizleri otelinizin ya da evinizin önünden alıyorlar limana götürüyorlar ve akşam sizi aldıkları yere bırakıyorlar! 

Çeşme'de böyle bir uygulama yok! Sakız'a giderken arabayı alamadığım zamanlarda, evime gelmenin en kestirme yolu yerine uzununu tercih eden taksilere haddinden fazla para ödememek için limana yürüyorum efem... Evimin bulunduğu bölge çok merkezi olsa da limana giden dolmuş yok Çeşme'de! Çeşmedeki firmalarda servis koysalar ne güzel olur! 

Her neyse efendim, Yeşil Marmaris'in katamaranına kurulduk ve Simi'ye doğru yola koyulduk... Uzun zamandır gitmediğim Datça'yı denizden de olsa görmek güzeldi... :)

Katamaranlar deniz otobüsü... Püfür püfür dışarıda keyif yaparak gitme şansınız yok. Ya püfür püfür keyfi seçip yavaş gideceksiniz ya hızlı gitmeyi seçip kapalı mekanda seyahat edeceksiniz... Simi uzak olduğundan elbet katamaranı tercih edeceksiniz... 

Neo klasik binalarıyla şahsına münhasır bir Yunan adası olan Simi limanına yaklaşırken sizi etkilemeye başlıyor... 

Sarının ve uçuk mavinin cephelerde hakim olduğu adayı bir an önce keşfetmek, keçi çevikliği gerektiren tepelerine çıkıp yukarıdan limana bakmak için sabırsızlanıyorsunuz... Sabırsızlanıyorsunuz ama Yunan Polisi izin vermiyor! 

Ben bir daha Simi'ye gitmeme kararı aldım! 2 saat duracağımız adada tam 1.5 saat kapalı katamaranda  tek tek pasaportlarımızın incelenip yazılmasını bekledik!!! 

Acıktık, susadık, çizimiz geldi, sigaramız geldi, temiz havaya ihtiyacımız vardı! Cıkıs! Yunan polisi nuh diyip peygamber demedi! 

Simi çok güzel bir ada... Ne mesleki olarak ne gezgin olarak yarım saat kalabildiğimiz adadan bi mok anlamadım! Simi polisinin yaşattığı eziyetten sonra tekneyle bile gitmem! 

Feribot şirketinde de kabahat var... Böyle beklettiklerini biliyorlar o zaman aynı günde neden 2 adaya sefer düzenliyorsun? Madem düzenliyorsun yoldayken pasaportları topla gerekli bilgileri yaz çiz, limana varınca hazır bir şekilde ver onları... 

Simi paramı helal etmiyorum ve geri istiyorum abi! :)

Simi rezaletinden sonra Rodos'a giderken olay çıktı... Ve tamam Rodos'ta daha uzun süre kalmaya çalışacağız dediler... 

3 sene sonra Rodos'ta olmak güzeldi... Ben Rodos'u çok seviyorum... Ortaçağ tutkunu bana çok iyi geliyor... Sokaklarında dolaşırken kafamda bir sürü hikayeyle taş sokaklarında gölgem süzülüyor... 

Freeshop olan nadir adalardan Rodos... Santorini'de var birde... Gezip feribotumuza dönerken zeytinyağ, sigara, alkol, peynir ihtiyaçlarımızı ordan karşıladık :) 

Bunca zamandır zırt pırt Sakız'a gidiyorum, çok sıkı bording kontrolüyle karşılaşmadım... Alışveriş paketlerimizle annemi feribota bindirip, surların arkasında batmak üzere olan güneşe karşı bir keyif sigarası içeyim dedim demez olaydım! 

Annem bording kartını gösterdi onu işaretlediler, ben göstermedim, paketleri bırakıp çıktım... Firmanın görevlisi bir hatun bording yaptıranlar dışarıya çıkamazlar dedi... yaptırmadım ki dedim... Gemiye girip çıktınız ama dedi... paketleri bırakıp çıktım dedim... Gemiye binen bir daha dışarıya çıkamaz dedi... Bordingimi yaptırmadım... şu an listenizde yokum dedim... Anaaaam hatun bi saldırdı... Güvenlik nedeniyle gak nedeniyle guk nedeniyle... Kendinizi transatlantik mi sanıyorsunuz dedim? Rodos'a kaç defa büyük gemilerle de geldim hiç sizin manyaklığınızda güvenlik görmedim dedim... hatun daha beter kudurdu muuuu? Feribotunu adam yerine koymadım diye! Yunan polisi kızıyo mızıyo sayıyo bana... Buyursun gelsin kızsın diyip gün batımını seyretmeye köşeye çekildim... 

Tamam Çeşme'de kullanılan teknelere göre daha modernler, servisleri de var ama böyle manyak güvenlik hiç görmedim! Keyifli rahat bir seyahat yerine kurallı, hötlü zötlü bir seyahat yaptırıyorlar size... 

Günün sonunda Bodrum'daki firmaların ada seyahatlerimde alıştığım veya beklediğim gibi olmadığını itiraf ettim... Bodrumdan bir daha bir adaya geçersem ya tekneyle olur ya da Yunan firmasıyla olur! 

Çok arıza kadınım dimi? Ama ben değil onlar arıza!!! Bebeem hem paraları yok hem Türkler avrupalılardan daha çok para harcıyolar onlar gelsin diyolar hem de o yassak bu yassaaak!!! Yunanlılara yaranacaz diye firmalarda höt zötcü olmuş! Eeeh benim Yunan adası olmayan cici Sakızım miiis gibi ne gemiden indin ne ona bindin hiiiç böyle sorunlar yok! :) Egebirlik canım benim yaaa... :)

Kıssadan hisse, Çeşmemden ve Sakızımdan vazgeçmem abi! ;)